Wednesday, August 12, 2015

Bir Bodrum İlhamı


 

    Sahildeyim ya zihnim açıldı. Deniz ayaklarımın altına yaklaştıkça yazmak istedim. İçim yine gözlem yağmuru izin vermemişim gözlemlerin hayat bulmasına. Artık önce taslak bile yapmıyorum, direk yazıyorum. Hayat da direk yaşayınca güzel değil mi? Düşünmeye başlayınca anı kaybetmiyor musun? Ay bile dünyanın gölgesine girince tutulmuyor mu, başka insanların gölgesi sana nasıl hayat verebilir? Şöyle yap, böyle de, şu davranış sana yakışmadıların sana pranga yaptığını fark etmedin mi sende? Aslında her bir yorum sana bir şey katacağı yerde vizyonunu daraltıyor, tutuklaştırıyor. Seni sen olmaktan alıkoyuyor, seni onların 'sen'i yapıyor. Onların 'sen' i oldukça herkes mutlu, herkes seni başardı diye tatmin. Ama sen- koca bir boşluktasın. Hiç bile olamıyorsun, hiç olsan yeniden doğma şansın var. Dinlediğim şarkı da bu benim esmek için son şansım diyor. Bu satırları yazarken playlistin karşıma çıkardığı şarkı manidar! Belki de hepimizin kendi olmak için son şansı! İnsanlar sen olmak istediğin kişisin diye senden haz etmeyecekler ama sen olmak istemediğin kişiyi yaşarken daha umutsuz olacaksın.. Hayat umutsuz olmak için kısa derinlere dalmak için ise uzun bir derya! Dalsan çıkamayacaksın.

     2015 başladığı gibi yarıyı geçti. 3-4 yıldır yaptığım gibi sene başında yapmak istediklerimi, hedeflerimi, önceliklerimi belirlemedim. Ruhum ne istediğini biliyor, belirlemesem ne olur? Artık bazen planlardan da sıkılıyorum. Eskiden çok planlı bir insandım, bununla da övünürdüm. Şimdi planlı olmak beni rahatsız ediyor, kendimi sınırlı bir insan gibi hissediyorum. Halbuki ben sınırsız dünyada sonsuz bir insan olmak istiyorum. Birisiyle tanıştım o da sanki sonsuzluğun peşindeydi, belki birgün ondan da bahsederim. Bu sayede bir şey fark ettim, sonsuzluğumu sınırlamaya başlamışım. Farkındaysan farkında olmamış gibi yapamazsın! Bodrum gibiyim mavi ve huzurlu, yeşil ve sakin, muhteşem ve doyulası.

No comments:

Post a Comment