Thursday, April 16, 2015

Nerelerdeydim?

   

     Ne kadar da seviyorum uzun araları.. Hep bi bahaneler bulmuşum kendime. Günlerin içinde yoğrulup gitmişim. Yazmaktan kaçmışım. Kafamda mükemmeli belirlemişim, o çıtaya ulaşamadım diye yazmaktan geri durmuşum.  

     Yazmak için hep düşündüğüm taslak halinde olan konular vardı. Onları düzgünce bitiremedim ya, kendimi de yazmamışım. İlla iyi mi olmak zorunda? Sahi iyi ne ki? İyi, kötü, mükemmel zaten hep kişilere göre değişmiyor mu? Çok iyi olmaya çalışırken iyiyi de kaçırmıyor muyuz bir yerde?

     Gün içinde bulunduğum diyalogları paylaşsam yetmez miydi? Neden yetinememişim ki? Birkaç paragraftan öte birkaç satır paylaşamaz mıydım yani? Mükemmeli aramak da bir nevi sahtecilik değil mi zaten?

     Bir şeyi iyi yapma arzusu ile samimiyeti de bir yerde kaybedebiliyoruz. Çünkü mükemmel yok her şeyin bir kusuru var. Ben gözlemlerimi birkaç paragraf,çok önemli cümle kalıplarına sığdırmaya çalışırken kendimden uzaklaşmışım ben bile farkında olmadan. Halbuki gözlemlerimi, hislerimi kusurlarıyla kabul edebilseydim içimde sıkışıp kalmış kelimeleri bu kadar biriktirmek zorunda kalmayacaktım. Onlar da özgürleşecekti gitmek istediği yere doğru.


     Son zamanlarda içimdeki kelimeleri de duygular gibi hapseder olmuşum. Söylemek istediklerime tıpa takmış, göstermek istediklerimi yorgan altı yapmışım. Neden kendimi bu kadar küçültüyorum ki içimde sıkıştırıyorum? Dışarı bir çıkarsam bende büyüyeceğim. Bugünden edindiğim: kendin ol, önce kendini düşün. Kendinden öne koydukların yüzünden kendi benliğinden olma, seni çiğneyip geçerler.

SERRA ORUÇ