Monday, May 13, 2013

Bahanelerinden Kurtulmaya Hazır Mısın?




          Geçen hafta kendi bahanelerimle yüzleşirken doğal olarak etrafımdakilerin bahanelerini de daha çok duyar oldum. Kendimi sorular silsilesinin içinde buldum. Bahanelerimiz neler? Neden bahane üretiyoruz? Mutsuzluğumuzu açıklamak istemediğimiz ya da kendimizden kaçtığımız durumlar için mi bahane uyduruyoruz? Gerçeğe değil de neden altında yatana sığınma ihtiyacı hissediyoruz? Gerçeği görmezden gelmeye çalışmamızın asıl sebebi nedir?

         Bahanelere kulak kabarttığımda en çok duyduğum konular; neden sigara içmeye devam ettiği, niçin kilo vermekte zorlandığı, mutsuz ilişkiyi neden sürdürmeye çalıştığı, iş hayatında yüzleştiklerine rağmen kendini nasıl çalışmaya mecbur hissetmesi, neden ilişki yaşayamaması, hayatta hiçbir hedefinin olmaması vesaire vesaire...

          Söylenenlerden çok söylenmek istenenleri duymaya çalışınca ortaya bambaşka bir tablo çıkıyor. Kişiler, kendileriyle ilgili kaçtıkları bir olgudan sıyrılmak için bağımlılık derecesinde başka bir durum yaratıyorlar. Sigara, alkol, ilişkideki bağımlılık, aşırı yeme eğilimi, işkolik olmak, aşırı derecede eğlence hayatına düşkünlük hayatlarındaki boşluğu doldurabilmek adına yaratılan durumlardan sadece birkaçı. Kişi, mutsuzluğuyla o kadar yüzleşmek istemiyor ki her daim kendine başka bir alışkanlık yaratması kaçınılmaz oluyor. Çoğu zaman yaratılan bu yeni alışkanlık kişiye daha çok zarar veriyor. Kişi kendinden uzaklaşıyor, kendine yabancılaşıyor en nihayetinde bir gün uyandığında yarattığı bambaşka benliğin esiri oluyor ve onun isteklerine boyun eğiyor, onun istekleri hayatına hükmediyor. Kendisine ne olduğunu anlayamadığından davranışlarına da hiçbir şekilde anlam veremiyor. O artık yarattığı kişinin hayatında bir yardımcı oyuncu, bir gölge. Gerçek iç sesi gittikçe kısılıyor, kısılıyor ta ki onu hiç duyamayıncaya kadar yaratılan gerçeklikte kayboluyor.

           Hayatlarımız her ne kadar birbirininkinden çok farklı da olsa sığındığımız ve gizlemeye çalıştığımız durumlar o kadar da birbirine benziyor ki. Hepimiz yaşamımızda rahat hissettiğimiz ve bizi zorlamayacak bölgeler yaratıyoruz. İş, ilişki, aile, çevre hayatımızda yer tutan başka ne varsa bunun içine rahat ettiğimiz şekilde yerleştiriyoruz. Hayatımızı bir çark gibi düşünürsek her bir öğe farklı bir alan kaplıyor ve hepsi bir arada bütün olan çarkı oluşturuyor. Bahanelerimiz ise hayatımızdaki öğelerde dengesizliklere sebep oluyor böylelikle çarkımız tıkır tıkır dönmüyor. Örnek vermek gerekirse; ilişkimizden emin değilsek gece sabaha kadar mesai yapıp o mutsuzluktan kaçabiliyoruz. Böylelikle çok çalışıp her şeyi düşünmeye fırsat bulamadığımız için o mutsuzlukla yüzleşmiyoruz ve işteki başarımızla tatmin olmuş gibi davranıyoruz. O rahat hissettiğimiz bölgeden bir adım dışarı çıkabilmek demek o ilişkiyi bitirip, dengeli bir çalışma hayatı tercih etmek ve kendinle karşı karşıya gelebilmektir. Bu değişim çok büyük bir hamle gibi gözüktüğünden çoğu zaman bu seçeneği görmezden geliriz ya da yokmuş gibi davranırız. İşimize gelen tutum, hayatımızda var olan her şeyi olduğu gibi devam ettirip sanki hiçbir sorun yokmuş maskesinin altında gizlenmeyi sürdürmektir. Kendimize yabancılaşmak çoğu zaman yapılması gerekenden daha kolay bir seçenek gibi gözükür.

           Peki, bahanelerden kurtulmanın yolu nedir? Bana sorarsanız, hiç kimse bütün bahanelerinden kurtulamaz. Mükemmel ve dengeli hayat, zaman bu kadar hızlı akarken ve modern yaşamın bize dayattıkları çığ gibi artarken pek de mümkün değildir. Muhakkak hayatta kaçırılan ve erişilemeyen şeyler olacaktır. Ancak hangi bahanenin senin hayatını engellediğini ve seni mutsuzluğa sürüklediğini keşfetmek gerekir. Yarattığımız bahane hayatımızın dengesini bozmuyorsa sonuç bizi rahatsız etmiyorsa varlığını sürdürebilir, bahane ancak kendimizden kaçtığımız şeylerde tehlikelidir Çok çalışıyorum ve spora vakit ayıramıyorum mu sana daha çok zarar veriyor yoksa ilişkimde mutsuz olduğum için hayatımı spora ve işe adadım mı? Bunu keşfetmek kişideki en büyük farkındalığı yaratacaktır. İçindeki bütün sesleri bastırıp en derindeki gerçek isteği görmek özgürlüğü getirecektir. Bahanelerinden kurtulup kendinle yüzleşmeye ne kadar hazırsın?

     SERRA ORUÇ
     YAŞAM KOÇU 

Friday, May 10, 2013

Bahaneler, bahaneler, bahaneler- Kendime Bir İtiraf




         Bahanelerimi bir kenara bırakıp geri dönüyorum. Çok yoğun çalışıyorum, sürekli seyahat ettiğim için adapte olamıyorum, kafamı veremiyorum vesaire diyerek günler birbirini kovalamış 4 aydır kalem kıpırdatmamışım. Kendimle yüzleşiyorum ve çok sevdiğim bu işe bahanelerime sığınarak vakit ayıramadığımı kabul ediyorum.

         Çok sevdiğim bir arkadaşım sayesinde yeni bir farkındalık yaşadım ve motive oldum. Hep gözlemlerimi ve kendi çıkarımlarımı yazmaya şartlamışım kendimi. Halbuki kendi hayatımı, günlük koşuşturmalarımı da paylaşabilirim. Neden olmasın? Benim yaşanmışlıklarım da yaşanıp bittikten sonra birer gözlem,  anı oluyor. Bu yeni bakış açısıyla yeni yazılarımla en yakın zamanda tekrar hayata döneceğim. Teşekkürler Rene Varon yazılarıma yeniden kıvılcım yaydığın için! 




     SERRA ORUÇ
     YAŞAM KOÇU