Thursday, March 15, 2012

Vazgeçtiklerimiz

     
     Vazgeçmek nedir? Her seçimimizde uğruna bedel ödediğimiz hayatlarda neden vazgeçmenin pahası hep ağır olur? Yoksa onu ağırlaştıran bizler miyiz? Vazgeçmek, istediğimiz şey doğrultusunda gözden çıkardıklarımızdır. Her tercih bir vazgeçiştir aslında. Yaptığımız her tercih bir yerde başka bir tercihten vazgeçmemiz demektir. Ve evet, bazen yaşadığımız sonuç bizim için en iyisi olmayabilir. Ödenen ağır bedelin sonucunda mutsuzluk yakanızdaysa doğru seçim yapmamışsınız demektir.

     Her adımımızın bir sonucu vardır hayatta. Hangi hayatı yaşıyorsak ya da yaşamayı seçiyorsak ardımızda bıraktığımız diğer seçeneklerde mutlaka aklımız kalır. Yapmayı seçtiğimiz şeyden tatmin ya da mutlu olmayı ümit etsek de olumsuz bir durumla karşılaşınca her zaman pişmanlıklar yaşarız. Halbuki hayat yaşadıklarımızın toplamıdır, bizim seçtiklerimizdir. Yaşadığımız her ana sahip çıkabilsek, bizim olanı kabullensek pişmanlıklarda boğulmak yerine kendimizi ileriye sürükleyebiliriz.

     Geride bıraktıklarımız, vazgeçtiklerimiz ‘keşke’leri doğurur. Onlara bağımlı yaşamak mutsuzluğu getirir. Hayatta her seçim için bir bedel ödenmesi kaçınılmazdır. Ancak o ödediğimiz bedel sonucunda elde ettiğimiz durum bizim yüzümüzü güldürmüyorsa hayatta ağır bedeller ödediğimizi düşünürüz. Ödediğimiz ağır bir bedelden çok yanlış bir seçim sonrasında katlanılması gereken durumdur.  Bu da tepmiş olduğumuz seçeneğin cazibesini arttırır. Sanki onu yaşasaydık kayıtsız şartsız mutluluğa erişebilecekmişiz gibi.

      Yaşadıklarımızı kaderin bir cilvesi olarak görmek yerine, kendi seçimlerimizin sonucu olarak görebilmenin insanı ileriye taşıyabileceğine inanıyorum. Kendinizle inatlaşmayı bırakın ve yaşadıklarınızın yalnızca size ait olduğunu kabullenin. Kabullenmek farkındalıktır ve farkındalık bir sonraki seçimin eşiğinde size bilgelik edecektir.  Bu bilgelik sizi pişmanlığın pençelerinden kurtarabilir.

SERRA ORUÇ
YAŞAM KOÇU

Friday, March 2, 2012

Şans Doğuştan Mı Gelir?



Hayatta şansı yakalamak doğru zamanda doğru yerde olmakla mı ilgilidir? Yoksa doğuştan şanslı olan kişiler mi mutlu bir yaşam inşa eder? Acaba mutsuz insanlar bir şekilde hayatın kör noktasında kaldıkları için mi şans onlarına hayatlarına uğramıyordur? Şans, bazı kişilere gözüken diğerlerinden saklanan bir olgu değil aslında herkese bonkör davranan ama çoğunlukla fark etmediğimiz bir olgudur.

Aldığım eğitimler ve okuduğum kitaplar şansın doğuştan gelmediğini şanslı olduğuna inanan insanların şansı hayatlarına kendilerinin çektiğini vurguluyor hep. Peki, şansa kavuşmanın sırrı asıl nerede yatıyor o zaman? Deneyimlerim ve gözlemlerim sonucunda şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, insanlar inandıkları durumu yaşıyorlar. Yani başarılı olacağınıza inanıyorsanız başarılı olayları deneyimliyorsunuz. Nasıl düşünüyorsanız gerçekte o kişi oluyorsunuz. Ünlü araştırmacı Richard Wiseman “Şans Faktörü” adlı kitabında da çok güzel açıklıyor bu durumu. Wiseman "Şans, ilahi bir hediye ya da sihirli bir yetenek değildir. Aslında şans, bir zihin durumu, düşünme ve davranma biçimidir. İnsanlar şanslı ya da şanssız doğmazlar, düşünceleri, hisleri ve davranışlarıyla iyi ve kötü şanslarını kendileri yaratırlar" diye belirtiyor görüşünü. Wiseman’in görüşlerine katıldığımı belirtmeliyim.  Şans hiç kimsenin başından yağmıyor, insan beyninde yarattığı olgularla kendi şansını kendi yaratıyor. Olumsuz ve korku dolu düşüncelerimizle boğuşurken hangi parlak hayal kapımızdan içeri girmeye cesaret edebilir ki? Üzerimizdeki bulutlar ve negatif ruh halimiz, pırıl pırıl ve berrak düşünceleri korkutacak ve bizden uzak tutacaktır. Bu durumda da, şanssız olduğumuzu düşünmemiz kaçınılmazdır.

Hayatın kör noktasında kalıp şansın evlerine uğramadığını düşünen insanlar aslında fena halde yanılıyorlar. Onlar hatayı inanmayarak yapıyorlar, istemeye bile korkuyorlar. Hayatın kör noktasında kalmayı onlar seçiyorlar. Kafalarını uzatıp bir adım atsalar hayalini bile kurmadıkları güzelliklere yakınlaşacaklar. Her yerde aradığınız şansı düşüncelerinizin gücünün hayatınıza getireceğini bilseydiniz ne yapardınız? Şanslı insanlar kervanına katılmak istiyorsanız, güzel düşüncelerin zihninizde dans etmesinden korkmayın aksine onların zihninizi işgal etmesine izin verin.  Güzel düşüncelerin getireceği rahatlıkla gözünüzden kaçan fırsatları nasıl havada yakalayacağınızı tahmin bile edemezsiniz.


SERRA ORUÇ
YAŞAM KOÇU