Ne kadar özgür yaşıyoruz, aslında
etrafımıza bağımlı yaşayan topluluklar mıyız? Verdiğimiz kararların ne kadarı
gerçekten kendimize ait? Bize dayatılanlar, yapılması gerekenler ve kendi
isteklerimiz üçgeninde dengeyi ne kadar sağlayabiliyoruz?
Dengeyi sağlamak için en önemli
adım nelerden vazgeçeceğimize karar vermek. Hayatta sadeliği yakalamak
istiyorsak önce nasıl bir hayat istediğimizi bilmemiz gerekir. Ne istediğimizi
bulmak muhakkak vazgeçeceklerimizi doğuracaktır. Farkına vardıklarımızdan o
veya bu bahaneyle vazgeçmezsek sıkıştığımız noktada yaşamaya devam etmemiz
olasıdır. Vazgeçişler özgürlüğü getirecektir. Ne istediğimizi bulduktan sonra
yaşayacağımız hayat bence tatminin başlayacağı yerdir.
Hayattan alacağımız tatminler,
isteklerimiz ve onların gerçekleşmesi ile ilintilidir. Özgür olmadığımız
müddetçe tatmin olmaktan bahsedebileceğimizi zannetmiyorum. Başkalarının
arzularına bağlı yaşayarak nasıl hoşnut olduğumuz bir yaşam kurabiliriz? Başkalarının
belirlediği çizgilerde ancak kendi hayatımızdaki yardımcı oyunculuk rolünü
üstlenebiliriz. Bize bu hayatta düşen başrolü seçmektir, hem de korkusuzca!
Ancak o zaman sahipleneceğimiz bir hayata kavuşuruz. Yapmamız gerekenler,
yapmak istediklerimiz ve başkalarını hoş tutma üçlemesindeki belirlediğimiz saf
hayatımızın akışında can alıcı bir öneme sahiptir.
Tatil programlarının arasına sıkıştığımız şu
günlerde durup bir an düşünecek fırsatımız olursa yaşadığımız hayatın ne
kadarının bize ait olduğunu anlamanın farkındalık yaratacağına inanarak bu
yazıyı yazıyorum. Umuyorum her birimiz kendi hayatlarımız için doğru rolü
üstlenmeyi hedef koyabiliriz.
İyi tatiller dilerim.
SERRA ORUÇ
YAŞAM KOÇU
No comments:
Post a Comment