Neden duygularımızı göstermekten
korkuyoruz? Nedir bizi olmadığımız kişiler gibi davranmaya iten? Neden
maskelerin altına saklanma ihtiyacı hissediyoruz yoksa kendimizden bu kadar mı
korkuyoruz?
Duygularımızı göstermekten kaçınmanın
altında belli sebepler yatıyor olabilir. Duygusallığı güçsüzlük olarak
algılayıp duygularımızı gizlemek ve bu şekilde kendini güçlü göstermek başlıca neden
olarak sayılabilir. Bu konuyla ilgili insanların fikirlerini sorduğumda genel
bir kanı var; insanlar duygusallıklarını gösterirlerse daha fazla canlarının
yanmasından korkuyorlar. Bu korku onlara duygularını gizleme kalkanını
geliştiriyor, bir nevi korunma kalkanı. Duygular gizlenince de insanlar sahte
bir dünyanın parçası oluyorlar, mutlu insan rolünü üstleniyorlar adeta
maskelerin altına gizleniyorlar.
Duyguları gizleyip, içinizde
biriktirmenin daha sonra bir volkan etkisi yaratacağına inanırım hep. Olayları içinde
yaşamak bir insana ne kadar iyi gelebilir. Bence dışarı vurmadıkça gerektiği
zaman hüzünlenmedikçe, ağlamadıkça doğal akışa karşı koymaya çalışır insan.
Şunun farkına varıyorum ki, insanlar ağlamanın da gülmek kadar doğal olduğunu
kabul edemiyorlar belki de. Toplumsal bir baskı var sanki. Fakat hayat çok hızlı
akıyor. Duygularımız da hayatın hızlı akmasıyla monotonlaşıyor. Pozitif
duyguları çoğu zaman yapmacıktan da olsa göstermeyi tercih edip geri kalan
hayatı tozpembe yaşamaya devam ediyoruz. Bu durumun ne kadar gerçekçi olduğu
tabi ki tartışılır. Bu tartışma hayatımızda yalnızca mutlu anlar mı olmalı
sorusunu beraberinde getiriyor. Sanki mutlu olmak zorundayız, her şey
hayatımızda her daim tıkırında olmalı ancak hangimiz gerçekten her daim bu
mutluluğa sahibiz?
Hayatta mutsuzluk ve acı da neşeli
günler kadar beslemiyor mu insanı? Çoğu sanatçı en muhteşem eserlerini
mutsuzken icra etmiyor mu? En sevdiğiniz şarkıyı düşünün dinlediğinizde
söyleyen ve yazan kişinin sizi ne kadar da derinden anladığına şahit olmuyor
muyuz? O derinliği yakalayan kişi belki de en hüzünlü anlarında yazdı o
parçayı. O şarkıda hüzünlenmeyip hiç yaşamamış gibi davranma çabamız neden?
İnkar mı ediyoruz şimdi de yaşadıklarımızı? İlla ki her zaman mutlu olamayız.
Zaman zaman içinizden bir hüzün dalgası yükselir ya da bakarsınız acı çekiyorsunuz.
O anları da doğal akışta yaşamanın ne kadar büyük çözülmelere sebep olduğunu
bilsek göz pınarlarımız dolduğunda belki de hiç tutmayız, o yaşları orda
hapsetmek yerine dışarı çıkıp onların özgürlüklerine kavuşmalarına izin
verebiliriz, kim bilir.
Duygulandığımız anda o güzel duyguları
yaşamaya izin vermek ruhumuzda bazı çözülmelere sebep olacaktır. Nasıl ki mutlu
anlar, kahkahalar ruhumuza iyi geliyorsa zamanı geldiğinde içten gelen duygusallaşma
da çözülmeleri beraberinde getirecek. Bastırmaya çalıştığımız duygular içimizde
birtakım çatışmalara sebebiyet verebilir. Sanki ait olmadığı yerde barınmak
istemeyen bir şeyleri bizim orda zorla tutmaya çalışmamız gibi. Duygusallığımızı
gizlemeye çalışmak bizi daha acımasız, daha soğuk, daha hayattan uzak kişiler
haline getirebilir. Duyguları açığa çıkartalım ve duygulanabiliyorsak o anda bu
hislerin açığa çıkmasına izin verelim. Duygularını yaşayabilen özenilecek
halimizi bastırmaya çalışıp maskeli robotlara dönüşmeyelim.
(Defne Acar'a İthafen)
SERRA ORUÇ
YAŞAM KOÇU
Peki ya sonra... Herşeyi olabildiğince şeffaf yaşamak, yaşadığın bütün duyguları dışarıya olduğu gibi vurmak, içinden geldiğinde hıçkıra hıçkıra ağlamak... Aslında bunları hepimiz istesek yapabiliriz ama yapmıyoruz... Belki korkuyoruz, belki utanıyoruz... Bazende bunları içimizde bir yerlerde hapsedip ondan aldığımız kuvvetle bazı adımlar atabiliyoruz. Önemli olansa sadece buradaki denge... Sevmek ve bunu söylemek gibi... Kimi aklına geldiğinde söyler, kimiyse içinde bir yerlerde hapseder... Doğru olansa aslında gerektiği anda ve gerektiği yerde bunu söylemektir. Bunuysa zaman kimine daha erken, kimineyse bir hayli sonra öğretir. Yasadığın herseyin eğerki ders çıkarmasını biliyorsan sana sağladığı bir fayda elbet vardır. Ama bilmiyorsan sadece acı katsayını biraz daha arttırır... O yüzden bana göre maskesiz dolaşmak değil, maskeyi doğru zamanda çıkarmak önemlidir.
ReplyDelete